Akciğer sertleşmesi ile uçmak

Okuma süresi: 4 dakika

Gümümüz şartlarında birçok sağlıklı insan için, yabancı ülkelere seyahat etmek en güzel zevklerden birisidir. Turistler ve iş adamları çok fazla yol kat etmeleri gerekse bile, dünyanın neredeyse her noktasına 24 saat içerisinde ulaşabilirler. Bunun için hava trafik hizmetlerine teşekkür ediyoruz. Ancak belirli hastalıklar için, dünyanın en çok sevilen ulaşım aracı olan uçakla ilgili kısıtlamalar mevcuttur. Bu durum akciğer sertleşmesi teşhisi koyulan kişiler için de geçerlidir.

Akciğer sertleşmesi nedir?

Lungenfibrose

Akciğerler, daha doğrusu akciğerlerde bulunan iki lob, günde yaklaşık 20.000 kez gevşeyen ve kasılan elastik organlardır. Bununla beraber yaklaşık olarak 10.000 litre havayı vücuda alıp verirler. Görünüm olarak incelendiğinde ise akciğerler, ters duran bir ağaca benzer. Buradaki ağaç dalları, uçlarında alveollerin bulunduğu ve kan hücrelerine giden oksijen ve karbondioksit değişimini gerçekleştiren bronşlardır. Alveolleri sağlam bir bağ dokusu çevreler. Fakat bu bağ dokusu, akciğer sertleşmelerinde sorun teşkil eder. Fibroz nedeni ile sertleşen ve yara izini andıran bir görünüm oluşturan, daha güçlü bir bağ dokusu meydana gelir. Bu durum hem esnekliği hem de alveollerinin gerilimlerini azaltır. Buda gaz değişim oranını giderek kısıtlar.

Farklı akciğer sertleşmesi çeşitlerinden herhangi birini tetikleyecek çok sayıda neden vardır. Bunlara özellikle belirli kanser ilaçları dâhildir. Bunun yanı sıra asbest liflerinin solunması, kuvars tozu, saman tozu veya güvercin dışkısından kaynaklanan protein alerjisi ve hatta akciğer kanserleri için kullanılan radyasyon tedavisi, akciğer sertleşmesini tetikleyebilir. Nefes darlığı, şiddetli öksürük, solunum sayısının artması ve halsizlik akciğer sertleşmesi belirtileri arasında yer almaktadır.

Akciğer sertleşmesi ile uçmak neden sorun teşkil eder?

Havaya bir roket fırlatıldığında, uzaya varmadan, birkaç kilometre yol kat etmesi gerekir. Gezegenimizi çevreleyen atmosferin kalınlığı 500 ile 600 km’ye kadar uzanır. Uzayda herhangi bir işi olmayanlar için ise sadece ilk 12 km’ye kadar uzanan Troposfer ve Tropopoz önem taşır. Troposferde yaklaşık 8 km yüksekliğe kadar olan havadaki oksijenin miktarı %21dir. Çoğu ticari uçağın hareket ettiği bir sonraki katman olan Tropopoz da ise oksijen miktarı biraz daha düşüktür. Konu eğer sadece oksijen olsaydı ister deniz seviyesinde olsun ister Everest Dağında, nefes alıp vermek her yerde eşit derecede sağlanırdı.

Hava basınç sorunu: Dünyaya ne kadar yakın olursak, hava basıncıda bir o kadar yüksek olur. Çünkü atmosfer bir su tabakası gibi onun üzerinde ağırlaşıyor. Vücutlarımız, yasadığımız yerlere bağlı olarak 0‘dan (deniz seviyesi) 1500 metreye kadar olan hava basıncına göre ayarlanmıştır. Ayrıca insanların kanındaki oksijen miktarı otomatik olarak yükseldiğinden daha yüksek rakımlara da alışabilirler. Ancak kişi yüksek rakımda yer alan bir yerde yetişmediyse, alışma durumu biraz zaman alacaktır. Örneğin Peru’da, deniz seviyesinden 5100 m yükseklikte yer alan ve yaklaşık 7000 nüfusa sahip olan altın maden şehri La Rinconada’da olduğu gibi.

Genelde çoğu insan için, düşük hava basıncı, yaklaşık 3,000 m'den sonra bir sorun haline gelir. Peki, bu 10.000 metre yüksekliğindeki jet akımında uçuş yapan ticari bir uçağın içerisinde bulunan her yolcunun nefes alması gerektiği anlamına mı gelir? Uçaklar, hava basıncını yaklaşık 2500 metre yükseklikte tutan basınç kabinleri ile donatılmıştır. Akciğer sertleşmesi yaşayan hastalar için 2500 metre bile çok ciddi bir sorun teşkil eder. Çünkü hava kabarcıklarının etrafındaki bağ dokusunun sertleşmesi, kandaki oksijen miktarının gerekli olan artışına izin vermez veya sadece düşük miktarda izin verir.

Akciğer sertleşmelerinde hava ambulansıyla hasta transferi

Akciğer sertleşmesi yavaş ama aynı zamanda oldukça hızlı bir hastalık seyri de gösterebilir. Hastalığın seyahat sonrasında varış noktasında teşhis edilmesi ve normal bir ticari uçakla dönüş yolculuğunun risk haline dönüşmesi oldukça olasıdır. Bunun dışında milyonlarca Türk vatandaşı, sürekli olarak yurt dışında ikamet etmektedir. Aynı şekilde onlarda akciğer sertleşmesine yakalanabilirler. Bu gibi durumlarda hasta, çoğu zaman ülkesine geri getirilmek ister ve bunu uzun mesafe yüzünden, zamanı değerlendirmek adına gemi, tren veya otomobil gibi ulaşım araçları ile gerçekleştirmek istemez. Geriye kalan tek seçenek ise özel donanıma sahip olan ambulans uçakları ile seyahat etmektir.

Akciğer sertleşmesi ile deniz seviyesinde uçuş

Deniz seviyesinde uçuşa uygun bir ambulans uçağı, 9.000 veya 10.000 metrelik uçuş yüksekliğinde, hava basıncını yaklaşık 600 ile 900 metre arası bir seviyede tutan güçlendirilmiş basınçlı kabine sahiptir. Ayrıca uçakta, aniden nefes darlığı yaşayan bir hastaya oksijen verilmesini sağlayacak eğitilmiş tıbbi personel bulunmaktadır. Bu durum özellikle, güçlendirilmiş basınçlı kabinlerin hem iniş hem de kalkış sırasında, ani hava basınç değişikliklerinde meydana gelmektedir. Bu yüzden, uçakta eğitilmiş tıbbi personelin bulunması gerekmektedir.

Ambulans jeti ile deniz seviyesinde uçuşun maliyeti nedir?

Akciğer sertleşmesi yaşayan birinin transferi, basitçe bir lojistik bakış açısıyla ayrıştırılamaz. Ağır bir hastalığı olan kişi ilgi odağındadır ve seyahatin mümkün mertebe komplikasyon oluşmadan ve özenli şekilde gerçekleşmesini sağlamak adına çeşitli önlemler alınmalıdır. Bunun için hastanın yurtdışında bulunduğu yerde tedavisini gerçekleştirecek doktorlardan, havalimanına transfer edilmesine kadar, ayrıca havacılık tıbbi alanında nitelikli uçuş ekibinden, Türkiye’ye varışta hastaneye transfer ve gerektiği takdirde tıbbi hazırlık için uzmanlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Ek olarak, sadece havada katedilen mesafe değil, aynı zamanda bulunulan ülkedeki ikamet adresinden Türkiye’deki ikamet adresine kadar olan tüm seyahat rotasının planlanması da buna dâhildir. Bilindiği üzere ambulans transferleri hem hava hem de kara araçlarını kapsamaktadır. Ambulans sürücülerinden, pilotlara ve her iki ülkenin havalimanında güvenlikten sorumlu kişilere kadar tüm ilgili yetkililerin doğru zaman yönetimini ayarlamaları gerekmektedir.

Bu yüzden her ambulans uçuşu, maliyet yapısının farklıklar gösterdiği, bireysel bir alandır. Mevcut durumunuzla ilgili sizlere danışmanlık hizmeti verebilir ve makul bir ücret oluşturabiliriz.

Ambulans uçuşunun maliyetini seyahat sigortası karşılıyor mu?

Genel veya özel sağlık sigortaları, ambulans uçuşunun maliyetini karşılamaz. Bunun için geri getirilme seçeneğinin yer aldığı bir seyahat sigortası gereklidir. Fakat böyle bir durumda bile geri ödeme talebinde bulunup, genel sigorta şartlarında „tıbbi açıdan gerekli“ ibaresi kullanılmışsa, sigorta şirketi maliyeti karşılamayı reddedebilir. Bunula beraber ilgili alana „tıbbi açıdan makul“ ibaresi yerine "tıbbi açıdan gerekli" yazılırsa, hastayı tedavi eden doktor dönüş için onay verdiğinde, sigorta şirketinin herhangi bir mazereti kalmaz.

Hava Ambulans Merkezi ile akciğer sertleşmesi yaşayan hastalara dönüş uçuşu

Akciğer sertleşmesi kadar şiddetli bir solunum yolu hastalığı geçirenlerin dönüş için bilet ayarlamaları kolay değildir. Bunların organize edilebilmesi için, Hava Ambulans Merkezi’nde bizim gibi profesyonellerin bulunması gerekiyor. Dünya çapındaki ağımız ve uzun yıllara dayanan tecrübemizle, dünyanın neredeyse her yerine, ayakta tedavi edilen hastaların güvenli bir şekilde ülkelerine dönmelerini sağlıyoruz.

Bizimle iletişime geçin